Psikolojik Gerilim - Samir Hamzaoğulları


Gizem, gerilim aromalı 5 film önerisi

 

Üniversitede Christopher Nolan’ın “Prestige” filmininden çıkar, çıkmaz sonundaki ters köşenin etkisiyle, “ben de böyle bir şey yazmak istiyorum,” diye hayaller kura, kura yağmurdan sırılsıklam olup aklımda bir ‘senaryo’ fikriyle eve dönmüştüm.  

 

O gece senaryo yazımı hakkında deli gibi araştırdıktan sonra da birkaç sayfa yazmayı başarmış, fikri geliştirmek için düşünmekten sabaha kadar uyuyamamıştım. İlk senaryo denemem “93” adını aldı. Şehre uzak bir üniversite kampüsünün tek ulaşım aracı olan belediye otobüsünün adıydı aslında bu ve hikâyenin ana ekseni bu otobüsün içinde oluşuyordu. Senaryomu okuttuğum yakınlarımdan çok ilginç tepkiler aldım. Böylelikle anladım ki senaryo sadece profesyonellere yazılan teknik bir metinmiş. Edebi bir yazım dili ve kurgusu olmadığından sinemacı olmayan kimselerde okuyarak film tadı bırakması imkânsızmış. Azıcık umudum kırıldı desem doğru olur. Bir sinemacı bulup ona okutsam anlayacaktım; doğru yolda mıyım değil miyim? Şansım tuhaf bir tesadüfle iyi gitti Bir yapımcıya oldukça zıt bir ortamda senaryomu okutmayı başarmıştım. İlk tepkisi ardından artık bundan sonraki hayatımda yazmadan duramayacağım kesinleşmişti. Ardı ardına altı film senaryosu daha bitirdim ve artık dostum oldu diyebileceğim yapımcıya okuttum. Beni teşvik etmeyi hiç bırakmadı. Film çekmenin zaman alacağından ve oldukça pahalı bir iş olduğundan söz edince tam şevkim kırılacak gibi olduysa da “hadi Samir bunları kitaplaştırıp basalım, böylelikle eserlerin hem tescil olur hem de daha geniş kitlelere ulaşır” diyerek edebiyat dünyasına üç kitap ve bir hikâyeyle bodoslama girmeme sebep oldu.

 

İlk senaryom “93” ikinci senaryom “NERFOZİŞ” kitaplaştıktan sonra bu defa fantastik-gerilim-bilim-kurgu türünde diyebileceğim “TOHUM” adlı ilk romanımı da yazdım ve o da tüm kitapçıların raflarında yerini aldı. Yetmedi bir seçki kitap için “MUSİBET” isimli bir öykü kaleme aldım ve yayın kurulunca uygun bulununca “DARK ANTOLOJİ” adlı kitapta yayınlandı. Böylelikle üç roman ve bir öykü sahibi olup karşınıza çıkmayı başardım.


Hedefim, “Memento” filmi gibi eşsiz bir senaryo yazabilmek. Hayalim ise, yazdıklarımı beyazperdede izlemek. Dürüst olmak gerekirse, kitap yazmaktaki en büyük motivasyonum da, kitaplarımın bir gün film olabilme ihtimalleri.

 

İspanyol, Nordik ve Uzakdoğu filmlerini yakından takip ediyorum. Psikolojik-Gerilim, Gizem ve Mindfuck türünde filmler izlemeyi seviyorum. İzlemeyi sevdiğim bu tarzı yazmayı da seviyorum.

 

Size bu köşemde başlangıç olarak görece az bilinen beş film önermek istiyorum. Belki de bunlardan birini izledikten sonra siz de “ben de böyle bir şey yazmak istiyorum” dersiniz, kim bilir! Ola ki yazarsanız bana yollayın bir bakayım. (İmzamın altındaki e-mail adresimi kullanabilirsiniz.)

 

 Bu haftaki film önerilerim:

 



El Cuerpo

 

Oriol Paulo’nun yazıp yönettiği bu İspanyol gizem, gerilim filmini izleyip de beğenmeyen bir kişi tanımıyorum. Kısaca konusuna değinmek gerekirse; parası için kendinden yaşça büyük bir kadınla evlenen Alex’in eşi bir gün ölür ve o günün gecesi ceset kaybolur. Bundan sonra ne desem spoiler olacağı için burada kesiyorum ama emin olun, sonunu asla tahmin edemeyeceksiniz.

 

Bu filmi beğeneceğinizden şüphem olmadığı için aynı tarzda, yine bir Oriol Paulo’nun filmi olan Contratiempo’yu da izlemenizi öneririm.

 



Shutter

 

2004 Tayland yapımı bu gizem, gerilim filminin oyunculukları, sinematografisi beğenilmeyebilir ama senaryosu oldukça sağlam. Konusuna gelecek olursak, çektiği fotoğraflarda hayaletler görmeye başlayan bir fotoğrafçı, bunun lise yıllarından beri süregelen bir pişmanlıktan, vicdan azabından kaynaklandığını acı bir şekilde anlar. Yine sürpriz sonlu, sonuna kadar size merakta bırakacak bu filmi de izleyin derim.

 

Tabii uzakdoğu gizem, gerilim filmleri söz konusuysa, 2003 Güney Kore yapımı “Oldboy” filmini izlemediyseniz mutlaka izleyin. Oldboy çok daha bilinen bir film olduğu için Shutter’ı önerdim. Ama iki filmin de lütfen orjinallerini izleyin çünkü ikisinin de Amerika uyarlaması var.

 


Coherence

 

2013 ABD yapımı, tek mekanda geçen bir bilim-kurgu filmi. Arkadaşlar arasında yapılan sıradan bir yemek organizasyonu, dakikalar geçtikçe oldukça gizemli bir hal almaya başlar, bunun nedeni de o akşam dünyaya çok yakın geçen bir kuyruklu Yıldız. Özellikle fizik, astronomi, kuantım, paralel evrenler gibi konulara ilgisi olanların seveceği bir film.

 

Eğer bu filmi beğenirseniz aynı tarzda Triangle (2009) ve Timecrimes (2007) filmlerini de izleyebilirsiniz.

 

 


La Cara Oculta

 

Kolombiya yapımı nefis bir gizem, gerilim filmi. Orkestra şefi Adrian’ın kız arkadaşı bir anda ortadan kaybolur. Polisler kızı ararken Adrian bir süre sonra kendine yeni bir kız arkadaş bulur ve birlikte yaşamaya başlarlar. Fakat özellikle Adrian’ın yeni kız arkadaşı Fabiana evde garip olaylara tanıklık etmeye başlar. Yine sonuna kadar gizemini koruyan, sürpriz sonlu bu filmi kesinlikle izlemelisiniz.

 

Belki de izlemişsinizdir çünkü Özcan Deniz, “Öteki Taraf” adıyla bu filmi uyarladı, bir de Hindistan versiyonu var “Murder” 3 adıyla. Tabii ki siz orjinalini izleyin derim.

 

 


Man from Earth

 

Mükemmel bir filmle finali yapalım. Man From Earth tek mekanda geçen bilim-kurgu filmi. Bir grup bilim insanı, aniden taşınma kararı alan arkadaşlarını uğurlamak için onun evinde toplanırlar. Kendi aralarında sohbet ederlerken arkadaşları bir anda entresan şeyler anlatmaya başlar. Başta kimse inanmasa da sonrasında herkes, John Oldman’ın anlattıklarına ikna olmaya başlar, siz bile!

 

Eğer bende özel yeri olan bu filmleri beğenirseniz, kitaplarımı da beğenirsiniz. Çünkü neden, izlemeyi sevdiğim şeyler yazıyorum. İyi seyirler…
 

Samir Hamzaoğulları

samirhamzaogullari@gmail.com

   


IdeaSoft® | Akıllı E-Ticaret paketleri ile hazırlanmıştır.