Tous les blogs
Dokuz Oda Cinayetleri - Selin Bak
Başarılı bir kurgu, çok zengin olay örgüsü ve bolca heyecan. Bir polisiye okuru başka ne ister?
Ayşe Erbulak - Haftanın Yazarı
Onun kitaplarını hiç okumadıysanız; bir çırpıda sayfaların tükendiğini de bilmiyorsunuz demektir.
Osman Aysu - Yazmaya Adanmış Bir Hayat
Üç asırdan bu yana İstanbul’da yaşayan bir Osmanlı ailesinin ferdi olmasından bağımsız olarak 1994 yılında polisiye-gerilim türünde romanlar yazmaya başladı. Çok kısa sürede ülkenin en çok roman yazanlar listesinde üçüncü sıraya yerleşti. Halen hız kesmeden yazıyor…
Ercan Akbay - Haftanın Yazarı
Ercan Akbay, Dark İstanbul’un polisiye serilerinin en önemli mimarlarından biridir
Çağatay Yaşmut - Haftanın Yazarı
Onun romanlarını okuyan biri kitap bittikten sonra Kadıköy’ün gizemli sırlarını elde etmiş olmanın farkındalığını yaşar.
Aşkın Güngör - Haftanın Yazarı
Aşkın hem editör hem de bir yazar olarak çok değerli bir insan. Titiz, güvenilir ve aynı zamanda çok dikkatli… Herhangi bir dosyadaki herhangi bir hatanın onun gözünden kaçması söz konusu değildir.
Mehmet Berk Yaltırık - Haftanın Yazarı
Mehmet Berk’in eserlerini okurken farklı bir evrene fırlatılmış olmanın şokunu yaşar, o şaşkınlığı üzerinizden attıktan hemen sonra da hayal dünyanızın kapılarını kırıp kendinizi bambaşka bir dünya içinde bulursunuz.
Cenk Çalışır - Haftanın Yazarı
“Yasak elmayı yediği için cennetten kovulan Havva ile Âdem’in çocuklarıyız. Gezegendeki varlık nedenimiz suç!” diyor, bir kitabının önsözünde…
Armağan Tunaboylu-Haftanın Yazarı
“Hercule Poirot kadar zeki, Sherlock Holmes kadar dikkatli, Mike Hammer kadar çapkın, James Bond kadar yakışıklı, Philip Marlowe kadar pervasız…
Mario Levi ile söyleşi - Ayşen Gencer
Mario Levi sadece bir yazar değil aynı zamanda birçok yazar adayına ışık tutan usta bir rehber. Onun yanında kendinizi özgürce ifade edebilir ve hatta hatalarınızla da sevgiyi ve önemsenmeyi hak ettiğinizi hissedebilirdiniz.
EDGAR ALLAN POE - Lalehan Bosnalı
Ağır bir tehdit altında kaldınız mı? Kontrolünüzü kaybettiniz mi? Kaybetmediyseniz veyahut şansınız yaver gittiğiyse şu an bunu okuyorsunuz, sanırım.
TOHUM - Ahmet Yağcı
Öylece toprağın üzerinde durmak yetiyordu. Derken bir baktım içlerinde bazı çiçekler çürümeye başladılar.
FYODOR MIHAYLOVIÇ DOSTOYEVSKI
Her ne kadar babası yaptığı hizmetler karşılığında soyluluk unvanı alsa da Dostoyevski “sosyete bir yoksul” olarak utanç içinde yaşamaya devam etti.
Umut I Lalehan Bosnalı
İki şey bizi ayakta tutar. Tokluk ve kararında hararet. Ben bunlara basarak suyun üstünde kaldım.
Ziyan I Ahmet Küçükkerniç
“Bana ne kadar ceza verirler biliyor musunuz?”
Kadınların Hepsi Ölsün mü? I Lalehan Bosnalı
Rahmetli Duygu Asena’nın dediği gibi, Kadının Adı Yok.
Dark-Âlem I Tuğba Turan
Araba ciddi ciddi havalanıyor. Babaannem hadi bas gaza, çok acıktım, annen hazırlamıştır terrabaytları, diyor. Dönüp bana bakıyor. Yüzünün yarısı robot.
Kuytu Ev I Ali Çiğdem
Bu tür kayıp vakalarının çoğunda akraba veya yakın çevreden birilerinin husumeti sonucu işlenen bir cinayet olduğunu söylemiş.
Benim Adım Kurşun | Ahmet Küçükkerniç
İşte! Işık göründü. Bu ıslak yerden çıkıyorum. Kimbilir; Belki bir gün sizinle de karşılaşabiliriz. O güne kadar hayatın tadını çıkarın.
Reklamcı | Murat Şam
Grafik tasarımcının, tasarlatıcısı çoktur! Kiminin tasarımcısı ta kendisidir, kimisininse müşterisinin bakış açısı.